MADENCİLİĞİN SORUNLARI VE YENİ MADEN KANUNU TOPLANTISI RAMADA OTEL DE YAPILDI

MADENCİLİĞİN SORUNLARI VE YENİ MADEN KANUNU TOPLANTISI RAMADA OTEL DE YAPILDI
25 Ocak 2020 19:04 | Son Güncellenme: 26 Ocak 2020 18:14

Yurt Madenciliğini geliştirme vakfı Trakya komitesi tarafından madenciliğin sorunları ve yeni maden kanunu hakkında Tekirdağ Ramada otelde Maden ve Petrol işleri genel müdürü Cevat Genç ve Yurt Madenciliğini geliştirme vakfı başkanı Prof. Dr. Güven Önal’ın da katıldığı toplantı Ramada otelde yapıldı.
Trakya da bulunan kömür madencilerinin sorunları ve işletme sahipleriyle sorumlu mühendislerin katıldığı toplantıda protokol konuşmalarında Yurt Madenciliğini geliştirme vakfı Trakya Geliştirme komitesi başkanı Kani Alp’in açılış konuşmasıyla toplantı başladı.
Programın sunumunu Maden Mühendisi Oğuz Alp yaptı.
Protokol konuşmalarında Bşb başkanı Kadir Albayrak, maden ve petrol işleri genel müdürü Cevat Genç, Çevre eğitim ve koruma derneği başkanı Serap Alp, Av. Güneş Gürseler,Umut Akçelik çevre ve madencilerin sorunları hakkında yapılması gerekenlere değindi.

2. bölümde Ankara dan Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığından gelen Genel müdür Cevat Genç, gen .müd. yrd. Mustafa Sever, Gen. Müd. Yrd. Murat Halit Durceylan, Maden Arama ve İşletme Dairesi başkanı Hasan Hüseyin Irgat, Enerji Ham maddeleri ve metalik madenler dairesi başkanı Ömer Olgun, AGREGA ve Ham Madde üretim izinleri dairesi Başkan V. Serkan Gökmen, 2 A gurubu Ufuk Özgürler, Kömür Koordinatörü Birsen Kocaman, Özel kalem koordinatörü Sevilay Arpa toplantıya katılan madencilerle soru cevap şeklinde yeni maden kanunuyla gelecek yenilikleri açıkladılar.

Çevre eğitim ve koruma derneği başkanı Serap Alp tarafından yapılan konuşmada;
Biz çevreciler olarak teknolojiye karşı değiliz, yeterki doğaya zarar vermeyen kontrollü çalışmalar yapılsın.
Bazı sözde çevreciler siyanür çığlıkları ile ülkemizin faydasına olabilecek hayır diyorlar.
Enerji ülkemize lazım.
Topraklarımızda da bunun altyapısı olan kaynaklarımzvar.
Çevreye zarar vermeden bu değerlerimizi hayata katmamız lazım diye düşünüyorum.
Konumuz değil ama tarım alanları bozuldu diyenlere, kimyasal tarım ilaçlarının topraklarımıza verdiği zararıda hatırlatmak isterim.
Körü körüne herşeye hayır diyenleri medya ve çeşitli iletişim araçları ile bilgilendirme yoluna gidilirse çatlak sesler muhtemelen azalacaktır. (bi çevreci olarak bende size tüyo)
Biliyoruz ki, madenler bulundukları yerde işletmeye açılır, bulundukları yerlere istihdam sağlar. Doğal kaynaklarımız ülkemizde yararlı bir şekilde kontrollü işletilirse ne sorun olabilir ki ?
Size bir anımdan bahsedeceğim;
Yıllar evvel 2000 yılların başında istanbul ortaköy de 5 yıldızlı bir otele türkiye çapında çevreciler, dernek başkanları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri davet edildiler.
Bende gittiğimde yabancı ülkelerden gelen konuşmacılar (ağırlıklı almanya), madenlerin özellikle altın madenclerinin çıkarılmasını istemeyen konuşmalar yapıp, grupları yönlendirmeye çalıştılar hatta katılımcılara zarf içersinde ozamanki parayla mark dağıttılar, uçak biletleri ve hotel masraflarına kadar karşıladılar. Ve bir özel üniversitede (bilgi üniversitesi) türkiyenin çeşitli yerlerinden gelen yüzlerce kişiye seminer adı altında eğitim verdiler.
Şimdi anlıyorum ki ülkemizin maden konusunda gelişmesini istemeyenler taaaozamandan halkı negatif işleyip sunumlar yaptılar.
İşte bugünlere geldiğimizde, bir maden ocağı açılacak olsa bu uzantıların yönlendirdiği kişiler herşeye hayır diyorlar.
Yine söylüyorum, biz çevreciler teknolojiye, madene karşı değiliz yeterki sağlığa zarar vermeyen konrtollü madencilik yapılsın.
Bunun için de madencilerin, halkı bilgilendiren yayınlar, tv programları ile yapılan ve yapılacakları anlatmaları lazım diye düşünüyorum.
Madenciler çıkan sorunları biraz da kendi hatalarına bağlasınlar ve daha çok dayanışma ve aktif olsunlar diyorum.
Son olarak bence çevre bizim ne kadar olmazsa olmazımız ise maden de o kadar olmazsa olmazı m izdir.
Çalışmalarınıza başarılar diler hepinize saygılar sunarım.dedi.

Madenciler adına konuşan Oktay Bakırhan; Firmamız demirhan madencilik ve işletme konumuz linyit kömür madenciliği ile alakalı yurt madenciliği geliştirme vakfı trakya komitesi olarak görüşlerimi paylaşmak istiyorum izninizle
Dünya enerji konseyi 2017 yılı verilerine göre sadece linyit kömür rezervi (taşkömürü-antrasit-alt bitümlü hariç(genel olarak rezerv 900 milyar ton) dünya da 201 milyar tondur. Linyit rezervlerinin en büyük kısmı 41 milyar ton ile almanya da bulunmaktadır. Ülkemiz rezervleri dünya rezervlerinin %8,7 si olmak üzere 17,3 milyar ton civarıdır. Bu rezervlerin 9 milyar tonluk kısmı son 10 yılda devletimizin ilgili kurumlarının özverili çalışmaları sonucu ortaya çıkmıştır.
Dünya kömür üretimi son otuz yılda 2 katına yakın artmıştır. Son 10 yılda elektrik enerjisi üretim artışıda 2 katına çıkmış ve en yoğun kullanılan kaynak kömür olmuştur. Sektörde farklı kanunlara tabi olan bakanlıklar ile kurumlar ve kurumların birbirleri arasında koordinasyon eksikliği çok ciddi bir problem ve zaman kaybına neden olmaktadır.
Açık ocak işletmeciliği yapılabilecek kömür rezervlerinin giderek tükenmesi üretim maliyetlerinin artmasına yol açmaktadır.
Değişen maden mevzuatları , kalifiye yeraltı maden işletmesi çalışanı temininde güçlük, usta-çırak ilişkisinde zayıflama yeraltı ocaklarındaki maliyetlerin önemli oranda artmasına neden olmaktadır.
Açık işletme linyit üretim sahalarında kamulaştırma işlemlerinin en az 2 yıl sürmesi daha sonra açılan davalar sonucu sürecin tıkanması ile beraber arazi hak sahipleri fırsat bilerek tarla bedellerine 4-5 kat yüksek fiyat biçmektedirler. Bu durum kömür üretim maliyetlerinin artmasına üretimin karlılığını yitirmesine neden olmaktadır.
Mülkiyet izinleri bakımında orman ve mera izinleri de 1-2 yıl sürmektedir. Sürecin çoğu kurumlar arasında ki iletişim eksikliği ve çalışan personellerin yetersizliği ile daha da uzayabilmektedir.
Tüm bu mülkiyet ve idari izinlerin uzaması sonucu
Maden ruhsatına yatırım yapan işletme sahibi 5 yılda 3 yıl üretim yapma zorunluluğu , bu duruma bağlı idari yaptırımlar, ruhsat harçları ve devlet hakları bakımından zor durumlara düşmekte üretim yapamadığı için kredilerini vs ödeyememektedir.
Bunlarla birlikte;
Yeni yatırımlarda çed, orman, mera izin süreçlerinin uzamaması için tek merkezden yapılması daha faydalı olabilir. Trakya bölgesinde özel sektör firmaları ağırlıklı üretim yapılmaktadır.
Trakya bölgesinde maden sektörü 6-7 bin insanımızı istihdamı etmektedir.
Bölgemizde linyit kömür üretimi yıllık 4-5 milyon ton civarında gerçekleşmektedir.
Maden işletmelerinin bulunduğu kırsal mevkilere elektrik,yol,su gibi altyapı gereksinimleri götürmek suretiyle bu bölgelerin kalkınması sağlanmaktadır.
Trakya bölgesi madencileri ve dernek olarak amacımız üretilebilir tüm linyit yataklarının üretilmesini planlamak düşük kalori kömürlerin elektrik enerjisi amaçlı kullanımı, daha yüksek kalorili kömürlerin temiz kömür teknolojileri kullanılarak evsel ve sanayi amaçlı kullanımını sağlamaktır.
Çalışmalarımızda çevre ve sürdürülebilir madencilik kavramlarına önem vermekteyiz.
Daha çok ve daha verimli çalışmak, ülkemize yer altı zenginliklerimizi kazandırarak katma değer yaratmak için üzerimize düşen sorumluluk bilinciyle çalışmaktayız.
Bu çalışmaları yaparken düzeltilebilir zorluklar ile de karşılaşıyoruz.
Sektörümüzdeki yatırım maliyetlerinin yüksek oluşu yeni yatırım ve rezerv arama çalışmalarını sekteye uğratmaktadır maalesef.
Makine ekipman ve üretim giderleri bakımından dışa bağımlılık ciddi bir problemdir. Devletimizin madencilik sektörünü sadece gelir kapısı olarak görmemeli kolaylaştırıcı ve denetleyici bir konumda olmalıdır.
Özel sektöre ait ruhsatların ruhsat güvencesi korunmalıdır.
Küçük ölçekli maden işletmeleri de bölgesel kalkınmaya ve işsizliğe katkı yaptığı için desteklenmelidir.
Toplumumuzda ki madenciliğe yönelik olumsuz algılar sektöre zarar verecek boyutlara ulaşmadan örnek çalışmalar ile olumlu hale getirilmelidir.
Maden kanununda yer alan hapis ve mali cezalar hafifletilmelidir.
Madencilik faaliyetlerinde ciddi bir yatırım sermayesi gerektiğinden devlet hakkı, mülkiyet izin ücretlerinde indirime gidilmeli ve yatırım başlangıcında muafiyetler uygulanarak madencilik sektörüne sermaye sahiplerinin çekilmesi sağlanmalıdır
Sözlerime son verirken yerli ve milli kaynaklarımızın kıymetini bilmeli çevre ve insanımıza duyarlı üretim yöntemleri ile çalışarak refah seviyemizi yükseltmeliyiz tüm katılımcılara burada bulundukları için teşekkür ediyorum.dedi.

Toplantıya Vali yardımcısı Ahmet Narioğlu, Bşb başkanı Kadir Albayrak, Eski milletvekili Metin Akgün, S.paşa Bel. Başk. V. Hüseyin Uzunlar, Saray Bel. Başk. Özgen Erkiş, Ak parti il başkanı Mestan ÖZcan, Çevre ŞEhircilik il müdürü Kaan Sinan Tohumcu, madenciler Adnan Argan, İrfan Pullukçu, Bekir Kiremitçi, Kemal DEğirmendereli(Edirne eski milletvekili), Nurettin Ekmekçioğlu, Cengiz Bilge, Cengiz Çebi, Salih Tekin, Hasan Karaküçük, Edirne ve Kırklareli ve Malkara dan gelen madenciler katıldılar.