Vali Aziz Yıldırım Rumeli-Tekirdağ Göç Çalıştayına Katıldı

Vali Aziz Yıldırım Rumeli-Tekirdağ Göç Çalıştayına Katıldı
23 Aralık 2019 16:31 | Son Güncellenme: 23 Aralık 2019 17:01

TBMM başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un himayesinde Vali Aziz Yıldırım, Namık Kemal Üniversitesi Rektörlüğü ve Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği’nin işbirliğiyle hazırlanan Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda düzenlenen Tekirdağ’a göç konusunu, göçün sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik etkilerinin anlatılacağı Rumeli-Tekirdağ Göç Çalıştayına katıldı.

Çalıştay, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşımızın okunmasının ardından Göç Belgeseli’nin izlenmesiyle başladı.

Daha sonra Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği Başkanı Hüseyin Bayol açılış konuşması yaptı.

Ardından Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel ve Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin bir konuşma yaptılar.

Sonrasında konuşan Vali Yıldırım;” İnsanlık boyunca yaşanan göçler, dünyada eşitsiz biçimde dağıtılmış ekonomik fırsatlardan yararlanma isteğinin bir sonucu olabildiği gibi, ekolojik sebepler, dayatmalar ya da devletler tarafından gerçekleştirilen sürgünler, iskanlar ve şavaşlar nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Tekirdağ’a da çeşitli sebepler yüzünden göçler yaşanmıştır. Bunların en önemlileri, Balkan Savaşı sonrası yaşanan göç hareketi ve 1989’da Bulgaristan’da yaşanan Türk Zorunlu Göçüdür.

Balkan Savaşı ve sonrasında milyonlarca insan, yüzyıllarca yaşadıkları topraklardan ayrılmak, bütün geçmişini, servetini, komşusunu, bağını, bahçesini arkada bırakarak göç etmek zorunda kalmıştır

Balkan Harbi bittikten bir yıl sonra başlayan Birinci Dünya Savaşı nedeniyle muhacirlerin sıkıntılı durumları uzun yıllar devam etmiştir. Balkanlarda büyük zenginliklerini terk ederek Türkiye’ye gelen Türkler, yıllarca zorluklarla mücadele etmek mecburiyetinde kalmışlardır. Ancak, her şeye rağmen Osmanlı bakiyesi topraklarda yaşıyor olmak onlar için bir teselli olmuştur. Çünkü göç etmeyerek veya edemeyerek geride kalanların sıkıntıları, bulundukları yerde daha fazla olmuştur.

Diğer taraftan, Balkan Savaşları sırası ve sonrasındaki göçler, Türkiye’de mevcut Türk öğesine, kültürü ve diline güç kazandırmıştır. Türk nüfus yoğunluğu artmış, onların Türkiye’deki nüfusla karışıp kaynaşmaları ve bütünleşmeleri ile bu topraklardaki mevcut geleneksel yapının değişmesi, ekonominin gelişmesi ve kültürel katkılarının yanı sıra Türkiye’de yeni bir ulus devletin kurulmasına önemli ölçüde ön ayak olmuştur.

Bu çerçevede Balkan göçleri, Müslüman nüfusunun yoğunluğu üzerinde olumlu katkılar yaparak bu toprakların yeni kurulacak Türkiye Devleti’nin “misak-ı milli” sınırları üzerinde kurulmasına imkân sağlayan en önemli unsurlardan birisi olmuştur. Ayrıca Balkanlardan gelen göçmenler, Balkanlarda öğrendikleri teknikleri Türkiye’de uygulayarak Anadolu’da modern tarım ve ticaretin gelişmesine de önemli katkıda bulunmuşlardır.

Bir diğer büyük göç hareketi ise 1989 yılında yaşanmıştır. Geçmiş dönemler içerisinde Bulgaristan’da Türklere ve Müslümanlara uygulanan zorunlu asimilasyon politikaları ve baskılar, Bulgaristan’dan Türk Zorunlu Göçünü hazırlamıştır. Bu politikalar neticesinde o günün idarecileri tarafından Türklerin isimleri değiştirilmeye zorlanmış, Türkçe konuşmak yasaklanmış, ezan okumak yasaklanmış ve bunlara karşı çıkanlar hapishanelerde tutukluluk ve mahkumiyet yaşamışlardır.

1989 Haziran-Temmuz aylarında toplam 300.000’den fazla kişi Türkiye’ye giriş yapmıştır. Göç süreci, göçe tabi tutulan Türklerin büyük güvenlik korkuları yaşamalarına neden olmuş ve üzerlerinde travmatik bir etki yaratmıştır. Gruplar halinde bir yerden başka yere gönderilen günlerce yollarda, ormanlarda bekletilen göçe zorlananlar, sınır bölgesine sevk edilmiştir. Bir kısmı da trenlerle Türkiye’ye gelmiştir.

Türkiye’ye sığınan yüzbinlerce göçmenler, sınır bölgesine yakın yerlerde çadırlarda, daha sonra okul binaları gibi resmi binalarda konaklayarak Trakya’daki değişik bölgelere, Bursa ve İstanbul gibi göçmenlerin akrabalarının bulunduğu Türkiye’nin diğer şehirlerine sevk edilmişlerdir. Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra göçmenler için yeni bir dönem başlamıştır. Göçmenler Türkiye’ye girişleriyle birlikte, alınan bütün önlemlere rağmen yine de birtakım sorunlarla karşılaşmışlardır. Toplumsal uyum hiç kolay olmamıştır.

Görüldüğü üzere Balkan Şavaşları ve sonrasında yaşanan süreçler, 1989 yılında yaşanan göç hareketi, pek çok trajediye sebep olmuştur. Bu yaşananları unutmamalı, unutturmamalıyız.

Tarihi tekerrürden ibarettir diyorlar,

Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?

der Mehmet Akif Ersoy. Tarih şuuru olmayan milletler, yaşadıkları olaylardan ders almazsa, bu da o milletler için yeni felaketlere, yeni musibetlere neden olur.

Geçmişimizi bilmeden geleceğe emin adımlarla ilerleyemeyiz. Bu düşünceden yola çıkılarak yapılan bu çalıştayın tarih bilincini aşılama açısından faydalı olacağını umuyor, bu çalıştay sonucunda hazırlanacak olan kitap, Tekirdağ’ın tarihine ışık olacak, bu konuda çalışma yapmak isteyenlere önemli bir kaynak olacaktır.

Bu vesileyle bu çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçen Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin’e, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel’e, Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği Başkanı Hüseyin Bayol’a teşekkür ediyorum.” dedi.

Vali Yıldırım’ın konuşmasının ardından plaket taktim edildi ve sonrasında çalıştay devam etti.

Çalıştaya Vali Yıldırım’ın yanı sıra TNKÜ Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, İdare Mahkemesi Başkanı Türker Karavaizoğlu, Baro Başkanı Av. Sedat Tekneci, Başsavcı V. Soner Gül, Vali Yardımcıları Ali Dursun, Murat Eren, Asalet Karabulut, Süleymanpaşa Kaymakamı Harun Kaya, Süleymanpaşa Belediye Başkanı Cüneyt Yüksel, Akp arti il başkanı Mestan Özcan, MHP il başkanı İlker Yücel, Trakya Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Mahmut Şahin, Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği Başkanı Hüseyin Bayol, KADEM BŞK. Zeynep Şentop Şahin, BT Mar. Güm. Böl.Müd. Temel Akkuş, Defterdar Mehmet Malanlı, Aile Çalışma SH il müdüdü Ülkü Uslu, İş-Kur müd. Yaşar Esen, SGK il müdürü Fatma Derya Alan, Göç idaresi müd. Ömer Gümüş, Ak parti il eski başkanı Ahmet Kambur, Ak parti il yönetim kurulu üyeleri Beste Emre Güngör, Filiz Yazıcı, Bayram Başelma, Esra Köşdere, Ali Gümüş, Sabiha Özmolla, Ak parti S.pşaa ilçe başkanı Sezai ÇEtin, CHP il kadın kolları başkanı Nurten Yontar, ve öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.

Tekirdağ Tarih Bilincinde Buluşanlar Demeği Başkanı Hüseyin BAYOL yaptığı konuşmada;
Tekirdağ Tarih Bilincinde Buluşanlar Demeğimizin kurulduğu 2014 yılından itibaren düzenli çalışmalarımızla, Tekirdağ’ımızın bütün dinamiklerini, bütün kesimlerini taraf olmadan bir araya getirme gayreti ile tüm faaliyetlerimizi, etkinliklerimizi gerçekleştirmekteyiz. Bu etkinliklerde yine aynı şekilde yol zalmaya, tarafsız, bilimsel, etik düşüncelerimizle devam etmek istiyoruz. Bu programın hazırlığında da Tekirdağ’ımızın tüm kesimlerini bir araya getirerek Valiliğimizin başkanlığında, Büyükşehir Belediyemiz, Süleymanpaşa Belediyemiz ve Üniversitemiz akademisyenlerinin bir araya geldiği toplantı gerçekleştirerek göç konusunu gündeme getirdik. Ortak karar aldık. Tekirdağlılarımızın, Bölgemizin bu konudaki diğer bir ifade ile göç, göçmenlik, muhacirlik, mübadele konularındaki hassasiyeti çok iyi biliyoruz. Tekirdağ’ımız, Trakyamız Evladı fatihan olan muhacirlerin, göçmenlerin diğer bir ifade ile Balkan, Rumeli Türklerinin yoğun olarak yerleştiği ve aynı zamanda mübadele ile yerleştirildikleri bir il ve bölgedir.

Valiliğimiz, Büyükşehir Belediyemiz, Süleymanpaşa Belediyemiz ve Tekirdağ Namık Kemal Üniversitemiz He birçok konferans, sempozyum, panel, anma programları düzenledik, kahraman şehitlerimize mevlitler okuttuk. İlimizde yapılan birçok programa da katıldık ve katkı sağladık. Sempozyumlar serisinde *100. Yılında Balkanlar,” “Çanakkale Yaşanmış Hikayeler” ve “Tekirdağ Şehir ve Kültür* sempozyumlarının bir, iki ve üçünde de yaptığımız çalışmalar ile ilimizi tanıma ve tanıtma, kültürel mirasını koruma bilincinin oluşmasına katkılar sağladık. Tekirdağ şehir kültürünü toplumumuza kazandırmak amacıyla yaptığımız “Tekirdağ Şehir ve Kültür” Sempozyum kitaplarımız da yayımlanmış olup, anlatılan değerli akademik ve yerel bilgiler de kalıcı hale getirilmiş oldu. Böylece Türk İnsanının istifadesine sunulmuş dan bilgiler ve eserler dünya var oldukça kütüphanelerdeki yerlerini koruyacaklardır.

Bu çalışmalarımızın ardından da 2019 yılı programımızda “Rumeli – Tekirdağ Göç” konulu çalıştayımızda İlimizin Üniversitesi Tekirdağ Namık Kemal Üniversiteisinin değerli akademisyenleri Tekirdağ’a gelen ve giden göçleri ve bunun Tekirdağımıza tarihsel, kültürel, sosyolojik, ekonomik, mimari etkilerini ve neticelerini anlatacaklardır. Bu çalıştayda aktarılan tüm bilgiler kitap olacak ve kütüphanelerdeki yerini alacaktır. Tekirdağ Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği olarak yine de Tekirdağ’ımızın tanıtımı için bu anlatılanların da yeterli olmadığını biliyoruz. İncelenmesi gereken, bu çalıştayda da fark edemediğimiz yönleri de ortaya çıkarabilmek için çalıştay veya sempozyum çalışmalarımızı farktı tarihi ve kültürel zenginliklerini, doğal varlıklarını, çevre çekiciliklerini, zengin mutfağını ve kökü asırlar öncesine dayanan el sanatlarıyla kültür ve doğa turizmi yönünden üstün özellik taşıyan tarihi, kültürel ve sosyal konularla Tekirdağ Tarih Bilincinde Buluşanlar Derneği olarak her yıl devam ettirmek istiyoruz. 2020 Yılı ilimiz ile ilgili çok özel bir konu yine Sayın Valiliğimiz başkanlığında yapacağımız istişare toplantısı ile belirlenecektir.

Göç. insanlık tarihinin başlangıcından beri var olan bir gerçektir. Dolayısıyla göç meselesi sadece şehrimizi, bölgemizi veya ülkemizi değil, tüm dünyayı ilgilendiren bir konudur. Tekirdağ’a yapılan ilk göçlerin M.O. 4000-2000 yıllarına kadar gitmekte olduğu görülmektedir. Orta Asya ve Güney Rusya çevresinden bazı kavimlerin Tekirdağ’a gelerek yerleştiği ve zaman içinde Trak ismini aldıktan bilinmektedir. Yine 4-9. asırlar arasında Türklerin Orta Asya’dan özellikle batıya doğru kitlesel olarak göç ederek, gittikleri yerlerde siyasi ve sosyal yaşamın gidişatına yön vermişlerdir. Cumhuriyet döneminin en önemli göç dalgalarından biri Bulgaristan’da yaşayan Türklerin Tekirdağ ve Türkiye’nin muhtelif yerlerine göçleri olmuştur.

Tarihin her döneminde insanlar bireysel, gruplar veya kitleler halinde dünyanın muhtelif noktalarına göç etmişlerdir. Gittikleri yerlerde farklı topluluklara ve milletlere karışmışlar veya kaynaşmışlardır. Göç 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise dünyanın en önemli sorunlarından birisi haline gelmiştir. Elbette hiçbir insan veya topluluk sebepsiz olarak bir yerden başka bir yere göç etmeyecektir. Göç etmelerine sebep olan önemli faktörler mevcuttur. Göç meselesi yalnızca şehrimizin meselesi olmadığı gibi ülkemizin de değil, bütün dünyanın ortak meselesidir.

Değerli bilim insanları olan akademisyenlerimiz, hayatın da bir gerçeği o,an Tekirdağ a göç konularını, sosyal, kültürel, siyasi ve ekonomik etkilerini de anlatacaklardır.dedi.

Çalıştayda Prof. Dr. Neşe Atik, Prof. Dr. İlker Alp, Prof. Dr. Ahmet Günşen, Prof. DR. Rıdvan Canım, Prof. DR. Mehmet Hacısalikoğlu, Doç.Dr. Sezai Öztaş, Doç.Dr. Veli Sırım, Doç.Dr. Emre Özşahin, Dr. Öğrt. üyesi İlker Eroğlu, Dr. Öğret. üyesi Hasan Demirhan, Dr. öğrt. üyesi Bülent Akyay, Dr. Öğrt. üyesi Zeynep Altuntaş, Arşt. Gör. Dr. Ökkeş Narinç, Öğrt. Gör. Nuran Koltuk, Öğrt. Gör. Ayşe Alev Direr Akhan, Önder Bakan, Ayşe Akman, Özlem Bengihan, Zeynep Şentop Şahin, Cüneyt Özvardarlı, Ramis Çınar, İsa Cebeci yer aldılar.